İçeriğe geç

Külliyen yalan ne anlama gelir ?

Külliyen Yalan Ne Anlama Gelir? Bir Gerçeği Arayan İki İnsan

Bazen hayat bize anlatmak istediği bir gerçeği, bir kelimeyle verir. “Külliyen yalan” gibi bir ifade, belki de işte bu gerçeği anlamanın başlangıcıdır. Şimdi sizlere, birbirini sevmesine rağmen hayatın içindeki yalanlarla yüzleşmek zorunda kalan iki insanın hikayesini anlatacağım. Bu hikaye, belki de her birimizin hayatında bir noktada karşımıza çıkmış bir durumu yansıtır: Yalanlar, duygular, çözüm arayışları ve en nihayetinde gerçeği bulma çabası.

Hikaye: Aylin ve Cem’in Hikayesi

Aylin, yalanların gölgesinde büyümüş bir kadındı. Küçük yaşlardan itibaren, etrafındaki herkesin söylediği yalanları duyuyor, onların arasındaki farkları hissetmiyor, ama kalbinde bir eksiklik duyuyordu. Annesinin “her şey yolunda” dediği günlerin arkasındaki boşlukları fark ettiğinde, kendi hayatını ve ilişkilerini inşa ederken doğruluğa, dürüstlüğe olan sevgisi çok büyüktü. Çünkü o, her şeyin gerçeğiyle yaşanmasını istiyordu. Ama hayatta bazen en çok istediğimiz şeyler, tam da karşımıza çıkmaya başlar.

Cem ise tam tersi bir adamdı. Stratejik, çözüm odaklı ve her durumda mantıkla hareket etmeyi tercih eden bir adamdı. Yalanı küçümsemese de, bazen doğruların acıttığını düşündüğü için, başkalarını korumak adına söylemediği şeyler olmuştu. Aylin’le tanıştığı gün, onun gözlerindeki o samimi duyguyu fark etmişti. Ama bir yanıyla, onun bu kadar dürüst olmasının ona zarar vermemesi gerektiğini, hayatı biraz daha ılımlı yaşamanın iyi olabileceğini düşünüyordu.

Bir akşam, Cem ve Aylin birlikte yürüyüşe çıkmışlardı. Cem, Aylin’e karşı hissettiklerini daha net bir şekilde dile getirmek istiyordu. Ama o sırada Aylin, Cem’in birkaç gün önce söylediği “her şey yolunda” sözlerinin ardındaki yalanı fark etti. Cem’in gözlerinde, söylediklerinin gerçeğiyle ne kadar uzakta olduğuna dair bir şeyler okumuştu. Ve işte o an, Cem’in söylediği her şeyin külliyen yalan olduğuna inanmıştı.

Aylin, Cem’e doğru döndü ve derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. “Cem, ben seni tanıdım, ama bu yalanlarla, bu gizlemelerle seni asla tanıyamam. Gerçekten ne hissettiğini bana söyle.” Cem’in yüzü bir an dondu. Aylin’in bu kadar doğrudan ve cesurca sorması, Cem’i sarsmıştı. Ama içinde ona olan sevgisi, doğrulardan kaçmak yerine onlara sarılmaya itiyordu.

“Her zaman düşündüm ki, seni üzmemek için bazı şeyleri söylememek daha iyi. Ama şimdi fark ediyorum ki, belki de seni gerçekten seviyorsam, sana yalan söylemek hiç de doğru değil.” Cem’in sesi titriyordu. Aylin, Cem’in bu itirafını duyduğunda, içinde bir rahatlama hissetti. Evet, belki de dünyada yalanlar vardı, ama en azından bu yalanların nedenlerini anlamıştı.

Erkekler ve Kadınlar Arasındaki Farklı Yaklaşımlar

Aylin, duygusal ve empatik bir yaklaşımı benimsemişti. Yalanların duygusal etkilerini, ilişkilerdeki kırılmaları ve güvensizliği çok iyi biliyordu. Külliyen yalan, onun için sadece bir kelime değil, aynı zamanda güvenin zedelenmesi, bir insanın içindeki eksikliğin farkına varılmasıydı. Gerçekler, bazen acı verici olsa da, onları bilmek ve kabul etmek, duygusal olarak sağlıklı bir bağ kurmak için çok önemliydi.

Cem ise çözüm odaklı bir yaklaşımı benimsemişti. Yalanlar, onun için genellikle sorunların geçici çözümüydü. Ama bu yaklaşım, uzun vadede ilişkideki güveni sarsmıştı. Cem, yalan söylemekten kaçmadığını, ancak bazen doğruyu söylemenin daha fazla acıya yol açtığını düşündüğünü fark etmişti. Sonunda, yalanların geçici faydaları olsa da, kalıcı bir çözüm sunmadığını anlamıştı.

Gerçek ve Yalan Arasında

Aylin’in “külliyen yalan” dediği an, aslında Cem’in ve Aylin’in ilişkileri için bir dönüm noktasıydı. Yalanlar, gerçeği ertelemek ya da başkalarını korumak amacıyla söylenebilir, fakat bir zaman gelir ki, bu yalanlar birikir ve tüm yapıyı çürütür. Cem, her ne kadar çözüm odaklı yaklaşsa da, Aylin’in gerçeği arayışı ona hayatın farklı bir yönünü gösterdi. Gerçekler, acı verici olsa da, yüzleşildiğinde ilişkileri daha sağlam, daha sağlıklı bir hale getiriyordu.

Sonunda, Aylin ve Cem, birbirlerine karşı daha dürüst olmaya karar verdiler. Her ikisi de, kendilerinin ve birbirlerinin duygusal dünyalarına saygı göstererek, gerçeği konuşmak için daha cesur oldular. Yalanlar, sadece ilişkiyi geçici olarak iyileştirebilir, fakat gerçekler uzun vadede bağları kuvvetlendirirdi.

Sizi de Düşünmeye Davet Ediyorum

Hepimiz bir noktada “külliyen yalan” ile karşılaşmışızdır. Peki, sizce ilişkilerde yalanların yeri nedir? Gerçekten tüm yalanlar zararlı mı, yoksa bazen başkalarını korumak için yalan söylemek kabul edilebilir mi? Cem ve Aylin’in hikayesi, belki de hepimize hayatın içinde doğruyu aramanın ve doğrulardan kaçmamanın önemini hatırlatıyor. Sizin bu konuda düşünceleriniz neler? Yorumlarda paylaşarak bu hikayeye katkıda bulunabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

motibottle.com.tr Sitemap
vdcasinoilbet casinoilbet yeni girişeducationwebnetwork.combetexper.xyzalfabahisgir.org