Depremde Evi Az Hasarlı Binalar Ne Olacak?
Deprem anı geçti, büyük felaketin etkileri yaşandı, peki ya depremde az hasarlı kalan binalar? Birçok kişi gibi, siz de bu soruyu sormuş olabilirsiniz. Evet, az hasarlı bir evin içinde güvenle yaşanabilir mi? Yoksa o “az hasar” zamanla büyük bir problem haline gelir mi? Deprem sonrası yaşanan bu belirsizliği anlamaya çalışırken, hem verilere dayalı bilgiler hem de insanların yaşam hikayeleri, karar alma sürecinde bize yol gösterebilir.
Az Hasar, Görünmeyen Tehlike
Deprem sonrası, az hasarlı evler genellikle gözle görülür bir yıkım yaratmaz. Yalnızca duvarda birkaç çatlak, sıvarda dökülmeler ya da küçük yer deformasyonları olabilir. Ancak bu hasarlar, her zaman beklenmedik şekilde daha büyük bir soruna dönüşebilir. Türkiye’deki 2019 İzmir depremi örneğini ele alalım: Çoğu binada ilk başta gözle görülür bir hasar yoktu, fakat zemin etüdü yapılmadan satın alınan az hasarlı evlerde ilerleyen aylarda ciddi yapısal sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Kimi evlerde temel atılmasındaki yanlışlıklar, kiminde ise izolasyon eksiklikleri büyük bir problem haline geldi.
Verilere göre, Türkiye’deki binaların %60’ından fazlası, mevcut deprem yönetmeliğine uygun yapılmamış durumda. Bu, az hasarlı binaların bir kısmında da ciddi yapısal zayıflıklara yol açabiliyor. Az hasarlı evlerdeki çatlaklar, sadece yüzeysel bir izlenim yaratıyor olabilir, fakat derinlemesine incelemeden kesin bir yargıya varmak mümkün değil.
Erkeklerin Pratik Yaklaşımı: “Hemen Yapılır, Çözüme Kavuşturulur”
Erkekler genellikle daha pratik ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimserler. Az hasarlı bir bina, çoğu zaman “kurtarılabilir” olarak görülür. “Yalnızca duvarı boyatıp, çatlakları kapatmak yeterli olur,” gibi düşünceler yaygındır. Ama işin içine girmeden, hasar tespiti yapmak zor olabilir. Erkeklerin bu bakış açısını anlamak zor değil, çünkü çoğu zaman çözüm ve ilerleme odaklı düşünüyoruz. Ancak, bir yapının güvenliğini sağlamak sadece gözle görülür hasarlara bakmakla sınırlı değildir. Binalarda temelden, taşıyıcı sistemlere kadar her bir unsuru incelemek gerekir.
Birçok mühendis, bu konuda önemli bir uyarı yapıyor: “Yüzeysel çatlaklar, bazen çok daha büyük yapısal sorunların habercisi olabilir.” Mesela, 2020 İzmir depreminde, az hasarlı gibi görünen binalarda temel sorunları yüzeye çıktı ve ciddi yenileme ihtiyaçları doğdu. Herkes o kadar küçük bir hasara odaklanmıştı ki, binaların içindeki büyük yapısal riskleri gözden kaçırdılar. Bu yüzden, az hasarlı bir ev almak ve yaşamaya başlamak, ciddi riskler taşıyabilir.
Kadınların Duygusal Yaklaşımı: “Ev, Bir Yuva Olmalı”
Kadınlar için ev, yalnızca dört duvardan ibaret değildir. Ev, güvenli bir alan, huzur dolu bir yuva olmalıdır. Deprem sonrası hasar görmemiş olsa bile, evin dayanıklılığı, bir kadının huzurunu tehdit edebilir. Birçok kadın, “Az hasarlı olsa da, o duvarları her gün göreceğim, nasıl rahat olabilirim?” gibi düşüncelerle huzursuz olabilir. Kadınlar, toplumsal bağları ve ailenin güvenliğini ön planda tutarlar. Bu yüzden, az hasarlı binaların güvenliği, duygusal olarak onları tehdit eden bir faktör haline gelebilir.
Örneğin, 2021 yılında Marmara Bölgesi’ndeki küçük bir kasabada, az hasarlı evlerde yaşayan bir kadın, evini terk etmeye karar verdi. İlk başta evin yalnızca birkaç yerinde çatlaklar vardı, ama ilerleyen zaman içinde bu çatlakların daha da büyüdüğünü fark etti. Bu durum, kadının ruh sağlığını olumsuz etkiledi, çünkü her an bir tehlike hissi içinde yaşamaya başladı. Kadınlar için güvenli bir yaşam alanı yaratmak, sadece fiziksel yapının sağlam olmasıyla ilgili değil, aynı zamanda duygusal olarak da huzur verici bir ortam olmalıdır.
Gerçek Dünyadan Hikayeler: Az Hasarlı Evler, Beklenmedik Sorunlar
Hayatın içinde, bazen gözle görülmeyen hasarlar, büyük sorunlara yol açabiliyor. Hatırlayalım, 2017’de Antalya’da meydana gelen depremde, birçok az hasarlı ev ilk başta kurtarılabilir olarak görünmüştü. Fakat zamanla, ev sahipleri bu binaların sadece dışarıdan sağlam göründüğünü fark ettiler. Kimi evin temeli kaymıştı, kimisinde ise taşıyıcı kolonlar ciddi şekilde zayıflamıştı. Küçük çatlaklar, aslında yapısal bir zafiyetin işaretiydi.
Bir örnek daha: 2020’de Kayseri’de yaşanan bir deprem sonrası, az hasarlı olduğu düşünülen binalarda 6 ay sonra büyük hasarlar ortaya çıktı. Ev sahipleri, büyük onarımlar ve güçlendirme çalışmaları yapabilmek için banka kredisi almak zorunda kaldılar. O evin sahiplerinden biri, “Başta küçücük çatlaklar vardı, ama sonra daha büyük sorunlarla karşılaştık. Bu yüzden bir ev almadan önce gerçekten iyi araştırmak gerekiyor,” demişti.
Sonuç: Az Hasarlı Binalara Dikkat Edin
Az hasarlı evler, göründüğü kadar masum olmayabilir. Deprem sonrası az hasarlı olarak tanımlanan binalar, aslında daha büyük, görünmeyen sorunlar taşıyor olabilir. Bu evlerin güvenliğini belirlemek için kapsamlı bir inceleme yapılması şarttır. Erkekler, genellikle daha hızlı çözüm odaklı düşünseler de, yapıların uzun vadeli dayanıklılığını göz önünde bulundurmalılar. Kadınlar ise, bir evin sadece fiziksel sağlamlığını değil, duygusal ve toplumsal güvenliğini de hesaba katarak karar vermelidir.
Peki siz, az hasarlı bir ev almayı düşünür müsünüz? Yüzeysel hasarları göz önünde bulundurup, “Bu ev de yaşanır” mı dersiniz, yoksa arkasındaki derin sorunları araştırmadan böyle bir karar almanın riskli olacağını mı düşünürsünüz? Deneyimlerinizi ve fikirlerinizi bizimle paylaşın!